Japon Estetiğinin Doğuşu: Kokinwakashu (Japon şiir koleksiyonu) ve Sakura古今和歌集
更新日:2022年7月17日
Dr. Naoki Yamamoto
Japon çiçeklerini düşündüğünüzde aklınıza ne geliyor? Çoğu insan muhtemelen kiraz çiçeği diyecektir. Evet, Japonlar kiraz çiçeğini çok sever, peki ama kiraz çiçeği ne zaman Japonya'nın en sevilen çiçeği oldu? Bir önceki yazımda Japonya'nın en eski şiir koleksiyonu olan Manyoshu'yu tanıtmıştım ve şimdi, Manyoshu'daki en tematik çiçeğin kiraz değil, sonbaharda açan Hagi çiçeği (Bush flower) olduğunu belirtmeliyim. Nara döneminin (710-794) aristokrasisi tarafından da sevilen erik çiçeği, Çin kökenli bir çiçekti. Kiraz çiçeği ise Heian döneminde (794-1185) Kokin Waka Shu'nun derlenmesiyle birlikte Japon şairler tarafından en çok sevilen çiçek haline geldi. Japonların güzellik anlayışı yüzyıllar boyunca waka şiiri aracılığıyla gelişti. Dolayısıyla Japon şiirini incelemek, Japonların neyi güzel bulduğunu, neyi önemli gördüğünü ve bunları kelimelerle nasıl ifade etmeye çalıştığını öğrenmektir. Şiir, Japon güzellik anlayışının bir müzesidir.
Kokin Wakashu'nun bölümleri dört mevsime göre yapılandırılmıştır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış şiirleri; ardından ayrılık şiirleri ve aşk şarkıları olarak ayrılmıştır.
Giriş olarak, ilkbaharda kiraz çiçekleri hakkında bir şiir sunmak istiyorum.
春の夜の闇はあやなし 梅の花 色こそ見えね 香やは隠るる
Haru no yo no yami wa ayanashi ume no hana irokoso miene kaya wa kakururu
Bahar gecesinin karanlığı beni eziyor.
Erik çiçeklerinin rengini göremiyorum ama kokusu gizli mi? Hayır.
Belli ki koku bana ulaşıyor.
Japonya'da bahar aylarında hava biraz ısındığı vakit gece yürüyüşüne çıkmışsanız, bir yerlerden gelen tatlı bir koku duyabilirsiniz. Yakınlarda bir ağaç varsa, genellikle erik çiçeklerinin kokusudur. Bu şiirde erik, yazarın sevdiği kadın için kullandığı metafordur. Bahar, kadına duyulan aşkla ısınan kalbi temsil ederken karanlık, yazarın kadının aşkına sahip olamamaktan duyduğu acıya işaret eder. Yazar, sevgiyi elde edememenin karanlığında acı çekmektedir. Ama karanlık kadının pes etmesine sebep olacak mıdır? Hayır. Karanlıkta ne kadar çok yürürseniz, erik çiçeklerinin kokusu o kadar güçlenecek ve kalbiniz o kadar dolacaktır.
Ne kadar umutsuzlukla karşılaşırsam karşılaşayım, seni asla unutmayacağım. Beni karanlıkta ne kadar uzun süre bırakırsan bırak, seni asla gözden kaybetmeyeceğim. Karanlık her şeyi yok eder ve her şeyi gizler, ama sadece senin güzelliğin beni yakalar ve gitmeme izin vermez. Bu Japon şiiri, karanlıkta harikulade kokan erik ağacının ihtişamını bir kadına duyulan aşkın ifadesi olarak kullanır.
ひさかたの 光のどけき 春の日に 静心(しづごころ)なく 花の散るらむ
Hisakata no Hikari no dokeki haruno hi ni shizugokoro naku hana no chiruramu
Sakinleştirici ışığın
dört bir yanı sardığı bu bahar gününde
Neden bilmiyorum, ama kalbim huzursuz
Sadece kiraz çiçekleri dökülüyor
Bunun, Japon estetiğini şekillendiren en ünlü waka şiiri olduğu söylenir. Çiçek anlamına gelen Hana kelimesi şiirde kiraz çiçeğine atıfta bulunmak için kullanılmıştır. "Bir gülün kırmızı rengi gibi güzelsin, erik ağacının kokusu misali kalbimi çekiyorsun" cümlelerindeki gibi, çiçekler renklerinin ve kokularının güzelliğiyle insanları övmek için bir motif olarak kullanılır.
Peki Japonlar kiraz çiçeğinin neyini seviyordu? Kiraz çiçeğinin güzelliği, kırılganlığıdır. Kiraz çiçekleri ilkbaharda sadece bir hafta çiçek açar. Bununla birlikte, kiraz ağacının uzun ve sert kışa ne kadar çok dayanırsa, o kadar güzel pembe çiçekler ürettiği söylenir. Japonlar rengin parlaklığını ya da kokunun yoğunluğunu asıl güzellik olarak görmüyorlardı. Bu dünyada geçirilen hayatı, çiçeklenmeden önce yaşanan çeşitli zorluklar ve umutsuzluklar ile bu zorlukların ve umutsuzluğun üstesinden gelen kiraz çiçeğinin geçiciliğinde buldular.
Demon Slayer bugün Japonya'daki en popüler mangalardan biridir. Bu hikâye, iblise dönüşen insanlar ile iblisleri avlayan bir samuray arasındaki mücadeleyi konu alıyor. Bir bölümde, iblis Akaza'nın iblis olma ve sonsuz yaşam kazanma davetine yanıt olarak, iblis avcısı samuray Rengoku şöyle der: "Yaşlanmak ve ölmek, insan denen kırılgan yaratığın güzelliğidir. Tam da yaşlandığımız ve öldüğümüz için son derece güzel ve değerliyiz”.

(Gotouge Koyoharu, Demon Slayer)
İnsanlar güçlü oldukları için değerli değildir. İnsanoğlu zayıf, kırılgan ve bir sonu olduğu için güzeldir. Japonlar bu şiirde estetiği, açmış halinden memnun olmak yerine, kısa süre sonra düşeceğini bildiği kiraz çiçeğinin güzelliğini özleyen bir kalp olarak tanımlamıştır. Bu güzellik anlayışı mono no aware olarak adlandırılır ve Budist geçicilik felsefesi (Mujoukan) ile birlikte Japon halkının belirleyici değeri olarak bilinir.
*Yazıda kullanılan kapak resmi: Chinami Nakajima